Çin'in İnsanlığa Karşı Suçlarının Anatomisi: Arap Dünyasına “Helal Organ” Transferi Gerçek mi?

Read Time:1 Minute, 35 Second

Eski Cerrah Tohti Avrupa Parlamentosu’nda tanık olduğu zorla organ toplama olayıyla ilgili anlarını anlatıyor

Çin hükümeti, toplama kamplarında alıkonulan Uygurların organlarını Arap ülkelerine “helal” olarak pazarlıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nden araştırmacı gazeteci Ethan Gutmann’in yaptığı inceleme, Çin hükümetinin Uygurların toplama kamplarındaki organlarını Arap ülkelerine “helal organ” olarak pazarladığını ortaya koydu. Gutmann, araştırmasında Çin hükümetinin toplama kamplarındaki Uygurları “organ bankası” olarak kullandığını belirtti.

Organlar “İslam’a Uygun” mu?

Pekin, organ nakli bekleyen Müslüman hastaları çekmek için “helal organlar” reklamı yapıyor ve organ “bağışçısının” alkol ve domuz eti tüketmemek gibi İslam kurallarına uyduğunu vurguluyor. Araştırma raporunda, her organ için ayrı fiyat belirlendiği, karaciğerin ise 100 bin dolardan pazarlandığı ancak organın “helal” olması durumunda fiyatın üç katına çıktığı belirtiliyor.

Uygurların Organları “Helal” Önemiyle Ortadoğu Ülkelerine Pazarlanıyor

Çin’in 2020 yılında yayınladığı rapora göre, Uygurlara ait DNA örnekleri ücretsiz sağlık kontrolünden geçirilerek yasa dışı faaliyet gösteren bir organ bankasının veri tabanına giriliyor. Çin’in ileri teknolojik uygulamalarla yönettiği toplama kamplarında ölen Uygurların organları ailelerinin haberi olmadan satılıyor. Kamplardaki Uygurların önemli bir kısmı domuz eti yemediği ve alkol kullanmadığı için organları “helal” vurgusu yapılarak Ortadoğu ülkelerine pazarlanıyor. Bu zulmü gizlemek için Çin hükümeti, ölen Uygurların yüzlerini yalnızca yakın akrabalarına gösteriyor. İslami bir cenaze töreninden önce ölen kişinin cesedinin yıkanması gerekiyor ancak Çin hükümeti buna da izin vermiyor.

Şahitler de var

İdam cezasına çarptırılan ve ameliyata zorlanan kurbanlardan organların toplanmasına tanık olan Uygur doktor Enver Tohti, bu korkunç durumu doğruluyor.

Uygurların konuya ilişkin ifadeleri de durumun vahametini ortaya koyuyor. Toplama kampının tanığı Gülbahar Jalilova, Kırım Haber Ajansı’na verdiği röportajda bu iddiaları doğruladı ve birçok Uygur kadınının organlarının gözaltı sırasında zorla çıkarıldığını belirtti.